Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılığı yeni ticaret kapılarını araladı

Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılışıyla değişen ticaret dengeleri, Türk küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ) için 177 milyar sterlinlik İngiltere e-ticaret pazarında yeni fırsatların kapısını araladı.

Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla şekillenen Brexit süreci, yalnızca siyasi dengeleri değil, ticaretin yönünü de değiştirdi. Avrupa pazarına bağımlılığını azaltmak isteyen İngiltere, yeni tedarikçiler ve dijital iş ortakları arayışına girdi. Bu değişim, üretim kabiliyeti, genç nüfusu ve dijital dönüşüm gücüyle öne çıkan Türkiye için önemli bir fırsat penceresi açtı. Brexit sonrası Avrupa dışından tedarik kanallarını güçlendirmek isteyen İngiltere, yeni ticaret ortaklarına yöneliyor. Üretim gücü, genç nüfusu ve dijital dönüşüm potansiyeliyle öne çıkan Türkiye ise bu süreçte İngiltere’nin en güçlü aday tedarikçisi konumuna yükseliyor. Uzmanlara göre artık Türk KOBİ’leri, fuar ya da aracı firmalara gerek duymadan, doğru dijital altyapı ve stratejiyle İngiltere pazarına doğrudan ulaşabiliyor.

“İngiltere’ye gitmeye değil, dijitalde görünmeye ihtiyacımız var”

BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, Brexit sonrasında Türk işletmeleri için yepyeni bir dönemin başladığını belirtti. Bayır, “Brexit, İngiltere için yeni bir başlangıç. Artık tedarik zincirlerini Avrupa dışına taşıyorlar. Türkiye, üretim gücü ve girişimcilik ruhuyla bu boşluğu doldurabilecek en güçlü aday. Bugün İngiltere’ye gitmeye değil, dijitalde görünmeye ihtiyacımız var. İngiltere artık yalnızca uygun fiyatlı ürün değil, güvenilir dijital iş ortakları arıyor. KOBİ’lerimizin önünde tarihi bir fırsat var. Ürününü doğru anlatan, dijital sistemini doğru kuran her Türk markası, İngiltere’de kendi hikayesini yazabilir” dedi.

“Fiziksel sınırlar kalktı, dijital ticaret başladı”

İngiltere, 177 milyar sterlinlik e-ticaret hacmiyle Avrupa’nın en büyük çevrimiçi pazarı konumunda bulunuyor. 2024 itibarıyla ülkedeki her üç alışverişten biri internet üzerinden yapılırken, 2030 yılına kadar bu rakamın 300 milyar sterline ulaşması bekleniyor. Bu durumun, dijitalleşen Türk girişimciler için de dev bir fırsat anlamına geldiğini ifade eden Bayır, “Dijital ticaret, artık sermaye değil, strateji oyunu. Küçük bir atölye, doğru yazılımla İngiltere’deki dev markalarla aynı pazarda yer alabiliyor. Fiziksel sınırlar kalktı, dijital ticaret başladı. Eskiden İngiltere pazarına girmek, büyük yatırım gerektiriyordu. Bugün ise bir dizüstün bilgisayar, birkaç entegrasyon ve doğru anlatımla İzmir, Gaziantep, Bursa gibi farklı farklı birçok şehrimizden bir üretici, Londra’daki bir müşteriye satış yapabiliyor. Amazon UK, Etsy, eBay, Wayfair ve Shopify gibi platformlar, Türk markaları için artık sadece satış kanalı değil, markalaşma sahnesi haline geldi. Bu dönüşüm küçük işletmeler için dev bir eşitleyici güç. Eskiden sadece büyüklerin girdiği pazarlarda, artık cesaret edenler var. Dijitalleşen her KOBİ, İngiltere’de kendi pazarını oluşturabilir” diye konuştu.

“Artık rekabet raflarda değil, ekranlarda yaşanıyor”

İngiltere’de tüketici davranışlarının değiştiğini belirten Bayır, artık yalnızca fiyat değil; güven, sürdürülebilirlik ve marka hikayesinin de satın alma kararlarında belirleyici olduğunu söyledi. İngiltere pazarına girmek için 3 adıma da değinen Bayır, “İngiliz tüketiciler, artık yalnızca fiyata değil, değere odaklanıyor. Güven, sürdürülebilirlik, etik üretim ve marka hikayesi; satın alma kararlarında belirleyici hale geldi. Bu durum, özellikle tasarım, tekstil, doğal kozmetik, el emeği ürünleri ve ev dekorasyonu alanında faaliyet gösteren Türk KOBİ’leri için büyük bir avantaj. İngiliz tüketici, artık ‘kim üretti, neden bu ürünü seçtim’ sorularına cevap arıyor. Hikayesi olan, sürdürülebilir üreten, güven veren markalar hızla öne çıkıyor. İngiltere pazarına girmek için ise 3 altın adım olarak; doğru dijital altyapı, yerel uyum ve standartlar ile güçlü marka hikayesi öne çıkıyor. İlk olarak stok, kargo, e-fatura, sipariş ve müşteri yönetimini tek panelden yönetin. İngiltere’nin KDV, vergi, iade ve müşteri memnuniyeti kurallarına uyum sağlayın. İngiliz tüketiciye uygun içerik, dil ve görsellerle markanızı anlatın. Artık rekabet raflarda değil, ekranlarda yaşanıyor. Görünen, kazanan olur. Bugün ekranın karşısında kurulan bağlantılar, yarının ticaret köprüleridir. Türkiye’nin üretim gücü var, şimdi o gücü dijital vitrine taşımamız gerekiyor. İngiltere’ye gitmeden, İngiltere’de var olabiliriz” şeklinde konuştu.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu